ernest hemingway

abd'li romancı, kısa hikaye yazarı ve gazetecidir. kısa ve gösterişsiz yazı tarzı ile bilinir. 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkilemiştir. hemingway′in kahramanları genelde kendisinin bir yansımasıdır ve zor durumlarda gururlarını korumaları gerekir. hemingway'in çoğu eseri, bugün amerikan edebiyatının başyapıtlarından kabul edilir. (bkz: yaşlı adam ve deniz) (bkz: çanlar kimin için çalıyor) (bkz: silahlara veda)

ihtiyar adam ve deniz adlı eseri ile 1954 nobel edebiyat ödülü'nü almıştır.

six word stories akımının öncüsü yazardır

adamın otobiyografisi sunum ödevimdi hayatıyla ilgili okuduğum her paragrafı vay be helal olsun dedirtecek cinsten.'çanlar kimin için çalıyor?'kitabını tavsiye ederim.

“çevrenizdekilerden üstün olmanın soylu bir yanı yoktur. gerçek asalet önceki benliğinizden üstün olabilmektir.”

kısa hikayeleri ve six word stories türünde yazdıkları beni benden alıyor.

"ismet paşa kısa boylu, kara kuru bir adam. hiçbir çekiciliği yok. bir insan ne kadar ufak tefek ve silik olabilirse o da öyle. sanki dikkati çekmemek için özel bir deha sahibi. mustafa kemal'in kimselerin unutamayacağı, ismet paşa'nın da kimselerin hatırlamayacağı bir yüzü var." inönü'yü severim ama çok güzel betimlemiş. "marmara kıyısındaki sıcak, toz toprak içinde, eciş bücüş yollu ikinci sınıf kıyı kasabası mudanya'da, batı ile doğu karşı karşıya geldiler. ismet paşa'yla görüşecek müttefik generallerini taşıyan ingiliz sancak gemisi iron duke'ın kül rengi öldürücü kulelerine rağmen, batılılar buraya barış dilenmeye geliyordu; yoksa barış istemeye ya da şartlarını dikte ettirmeye değil... bu görüşmeler, avrupa'nın asya üzerindeki egemenliğinin sonunu gösteriyor. çünkü mustafa kemal, herkesin bildiği gibi, yunanlıları silip süpürmüştü." bu da gazeteci olarak gittiği mudanya'dan. ayrıca inönü'yle lozan'da bir röportaj da yapmış gazetesine şunları yazmış: "ismet pasa hic iyi fransizca konusamiyor, bunu gizlemek icin de sagir ayagina yatiyor".

savaşta herhangi bir neden olmaksızın köpek gibi ölüceksiniz sözüyle tanıdığım yazar. aslında söz biraz sert ama haklı.

kitapları harikadır, dili insana böylesine sadelikten alınabilecek en büyük hazlardan birini verir. ancak yazmakla ilgili verdiği tavsiyelerde beylik lafları kullanmasaydı iyiydi. çünkü hiçbir işe yaradıkları yok.

silahlara veda kitabını okumalısınız..

adı çok şekil be avcı reisin

"modern savaşta bir köpek gibi, hiç bir geçerli sebep olmadan öleceksiniz"

"hayata kendimizden ne katıyorsak, hayattan da onu alırız."

sanatta mükemmellik kaygısı denilince aklan gelen ilk yazarlardan birisidir. hatta; "hiç kimsenin usta olmadığı bir sanatta hepimiz çırağız" sözü kendisine aittir. anlatımı özlü, sade ve doğrudandır. ayrıca kendisi sert ve etkilidir. ayrıca ivan turgenyev'in gelmiş geçmiş en büyük yazar olduğunu düşünüp yakın çevresine hep bundan bahsediyormuş. (bkz: ''yes," i said. "isn't it pretty to think so?)

"acı çekenler, bu iklime uygun olmayanlardır."

Uzun bir depresyon süreci yaşıyor kendisi. Tedaviler, ilaçlar, şok tedavisi... Sonra da taburcu oluyor. Bir sabah kalkıyor. Kahvaltısını yapıp, keyif çayını içtikten sonra evden çıkıyor. Yakınlardaki silah dükkanına gidip bir tüfek satın alıyor. İşlemeli, ahşap yerleri güzelce verniklenmiş bir parça... Eve dönüp silahı kafasına koyuyor ve intihar ediyor.

"eskiden insanın kendi ülkesi için ölmesinin ne kadar güzel bir şey olduğu söylenirdi. fakat çağdaş savaşlarda ölümün güzeli yok. durduk yere, köpek gibi geberiyorsun."

"Başkasından üstün olmanın onurlu bir yanı yoktur. Asıl onur kişinin kendi eski halinden üstün olmasından gelir." demiş. Hz. Muhammed de "iki günü bir olan zarardadır" demişti. Bunlar güzel laflar. Güzel bakış açıları.